Kes (1969), İngiliz yönetmen Ken Loach’un hayatın gerçeklerine son derece içten ve samimi bir şekilde yaklaşan filmi. Film, İngiltere'nin kuzeyinde, sınıf farklarının belirgin olduğu bir kasabada yaşayan 15 yaşındaki Billy Casper'ın hayatını merkezine alır. Billy, zor bir hayatın içindedir; yoksul bir ailede büyümektedir, okulda sürekli zorbalığa uğrar ve gelecek için pek umut vaat etmeyen bir çocuğun tipik yaşamına sahiptir. Annesi ilgisizdir, ağabeyi ona sert davranır ve okulda hem öğretmenleri hem de sınıf arkadaşları tarafından itilip kakılmaktadır.
Ancak Billy, bu zor hayatın içinde kendine küçük de olsa bir kaçış bulur: bir şahin.
Billy, bir gün doğada bulduğu ve yakaladığı yabani bir kuş olan kerkenezle (İngilizce'de kestrel, film de adını buradan alır) arasında güçlü bir bağ kurar. Kuşa “Kes” adını verir ve onu eğitmeye başlar. Kes, Billy için hayatındaki karanlık ve kasvetli dünyadan kaçışın sembolü haline gelir. Billy’nin bu yabani kuşla kurduğu ilişki, onun içsel özgürlüğünü ve kendine duyduğu güveni artırır. Hayatındaki kaos ve çaresizlik içinde Kes, Billy'nin özgürlüğü, hayal gücünün uçabileceği bir alanı temsil eder.
Film, Billy’nin toplumun kıyısında yaşayan bir çocuk olarak yaşam mücadelesini ve sınıf farklarının bir insanın kaderini nasıl etkileyebileceğini gerçekçi bir şekilde ele alır. Billy'nin yaşadığı kasvetli ortamda hiçbir şey kolay değildir; eğitim sistemi, aile yapısı ve toplumsal normlar onu sürekli aşağı çeker. Ancak Loach, Billy’nin Kes ile olan bağını göstererek onun içindeki umut kıvılcımını öne çıkarır.
Kes, Billy’nin hayatına dair bir umut ışığı sunmakla birlikte, gerçekçi yapısıyla da izleyiciye sert bir gerçeklik sunar. Filmde dramatik olaylar abartısız bir şekilde anlatılır; Billy’nin çaresizliği, küçük zaferleri ve kırılgan hayalleri izleyiciye derinden dokunur. Özellikle son sahneleri, izleyici üzerinde derin bir iz bırakır ve Billy'nin hayatındaki çıkışsızlığı keskin bir şekilde hissettirir.
Ken Loach, Kes ile sosyal adaletsizlikleri, çocukluğun zorluklarını ve sistemin dışına itilmiş bireylerin sessiz çığlıklarını yalın ama etkileyici bir dille anlatıyor. Billy’nin hüzünlü ama direngen hikâyesi, izleyiciye sadece bir çocukluk portresi sunmakla kalmaz, aynı zamanda sınıf ayrımları ve toplumsal eşitsizlik üzerine düşündürür. Kes, izleyiciye hem dokunaklı hem de acımasız bir hikâye sunan, gerçekçi ve samimi bir film olarak kalplerde yer eder.
Comments