Charles Bukowski'nin "Don't try" felsefesi, yaşamı, yaratıcılığı ve başarıyı anlamlandırma biçiminde oldukça çarpıcı bir düşünceyi ifade eder. İlk bakışta "çabalamayın" anlamına gelse de, bu ifade aslında çok daha derin bir tavsiyeyi içinde barındırır. Bukowski, hayatı fazla zorlamamanın, bir şeyleri zorla başarmaya çalışmanın anlamsız olduğunu söyler. O, hayatın içsel bir akışla, doğal bir dürtüyle yaşanması gerektiğini savunur. Bir şey gerçekten senin içinden gelmiyorsa, o şeyi yapmaya çalışmanın sadece bir yük olacağını anlatır.
Bukowski, hayatında zorluklarla ve başarısızlıklarla sıkça karşılaşmış, birçok işte çalışmış, edebiyat dünyasında ise uzun süre boyunca dışlanmış bir yazardı. Ancak bu onu yıldırmadı çünkü ona göre yaşam, bir başarı hikayesi yazmak ya da sürekli bir şeyleri başarmaya çalışmakla ilgili değildi. Bukowski'nin dediği gibi, eğer bir şey doğal olarak içinden gelmiyorsa, sırf başarmak için çabalamak anlamsızdır. Bir şeyi zorla yapmaya çalışmak, onu ruhsuz ve değersiz hale getirir.
Doğal Olanın Gücü
Bukowski, yaratıcılık ve başarıya yönelik bu zorlamadan uzak durulması gerektiğini savunur. Örneğin, yazar olmak istiyorsan, yazmak senin için doğal bir ihtiyaç olmalı. Kalpten, zihinden ve ruhun derinliklerinden gelmeyen bir yazma süreci sadece boş bir çabadır. Eğer yazmak ya da bir şey yaratmak senin için nefes almak kadar doğal bir dürtü değilse, o işi yapmanın bir anlamı yoktur.
"Don't try" felsefesi, insanın yaşamında, kariyerinde ya da yaratıcılığında zorlamadan, doğal akışla ilerlemesi gerektiğini savunur. Bukowski, bu anlayışın sadece yazı yazmak ya da sanatla sınırlı kalmadığını, yaşamın her alanına uygulanması gerektiğini düşünür. Yani, başkalarının beklentilerine ya da başarı tanımlarına uymaya çalışmadan, içinden geleni yapmak esas olanıdır.
Bukowski'nin Hayatında "Don't Try"
Bukowski’nin kendi hayatı bu felsefeyi somutlaştırır. Genç yaşlarda zor işler yaptı, fakirlik çekti ve edebiyat dünyasında uzun süre kabul görmedi. Ancak o, içinden geldiği gibi yazmayı sürdürdü. Kendini edebiyat dünyasının dayattığı kurallara ya da başarı ölçütlerine göre şekillendirmeye çalışmadı. Sonunda yazdıkları, onu kendiliğinden üne kavuşturdu.
Bu, Bukowski’nin "Don't try" felsefesini en iyi açıklayan örneklerden biridir. Eğer bir şey senin doğal eğiliminle, içsel bir ihtiyaçla geliyorsa, o zaman doğru yoldasın demektir. Ama sadece "başarmak" ya da "bir yere varmak" için çabalıyorsan, o yol seni bir yere götürmez.
Bukowski’nin "Don't try" felsefesi, yaşamı ve yaratıcılığı daha gerçek, daha dürüst ve daha içsel bir yerden kucaklamayı teşvik eder. Bukowski’ye göre, hayatı fazla zorlamadan, başkalarının beklentilerine göre şekillenmeden, yalnızca içsel bir dürtüyle hareket etmek en doğru yoldur. Başarının ya da anlamın peşinden koşmak yerine, hayatı olduğu gibi kabul etmek ve doğal bir akışla ilerlemek, gerçek tatmini getirir.
Commentaires